[ad_1]
Futur I
| es | wird | gelüsten |
Futur II
| es | wird | gelüstet | haben |
Konjunktiv I – Präsens
| es | gelüste |
Konjunktiv I – Perfekt
| es | habe | gelüstet |
Konjunktiv I – Futur I
| es | werde | gelüsten |
Konjunktiv I – Futur II
| es | werde | gelüstet | haben |
Konjunktiv II – Präteritum
| es | gelüstete |
Konj. II – Plusquamperfekt
| es | hätte | gelüstet |
Konjunktiv II – Futur I
| es | würde | gelüsten |
Konjunktiv II – Futur II
| es | würde | gelüstet | haben |
Infinitiv Präsens
| gelüsten |
Infinitiv Perfekt
| gelüstet | haben |
Partizip I
| gelüstend |
Partizip II
| gelüstet |
“Gelüsten” kelimesi, Almanca kökenli bir kelimedir ve “istediği/yemek istediği” anlamına gelir. Türkçede genellikle “iştahını kabartma, arzu etme, çekme, istek duyma” gibi ifadelerle karşılanır. Kendi içinde bir arzu veya isteğin ifadesidir.
Örneğin: “O tatlıyı yemek isterken büyük bir gelüsten hissetti.”,
[ad_2]
